Bu aşkın sonu evlilik olsun. Diyenler taktı yüzüğü... Bir çok arkadaşım nişanlandı. Benim de algım doğal akışında bu tür meraklara sarmaya başladı. Sanırım herkesin aklında ya da dilinde bir şekilde bir hayali vardır bunun gibi. Sonsuza dek sürecek bir evlilik mutlu bir birliktelik düşler herkes.
İşte bunun bir parçası bunun bir şahidi taktığınız yüzük olacaktır. Sessiz bir aşk meyvesi...
Kim istemez ki! Haydi! Siz de itiraf edin. Özellikle bayanlar! Kim on sene sonra nerede ne yapıyor olacağım sorusunu sormadı kendine? On sene sonra yanında mutlu hissettiği, güvendiği bir adam hayal etmedi. Bir kere bile...
Eğer hala bunu yapmayan biri varsa!
Şimdi hemen şimdi! Kapatın gözlerinizi! Aklınıza bir bankta oturan iki kişi getirin. Biri siz diğeriyse eşiniz. Yüzü önemli değil. Gülümsediğini düşleyin. Siz de ona bakıyorken gülüyorsunuz. Mutlu olduğunuzu düşünün. Çocuklar, insanlar etrafınızdan geçerken sizin hiçbir şeyi umursamadığınızı hayal edin. Ve sonra eşinizin ayağa kalktığında verdiğiniz o tepkiyi! "Aman Allah'ım!" işte beklediğiniz teklif! Dizlerinin üzerine çökmesine gerek yok. Aşkını haykırmasına da... Sadece gözlerinize bakıp gülümsediğini düşünün. Size aşkını sunmak bunu bir sonsuzlukla ödüllendirmek ve aşkı belgelemek istediğini söylediğini düşünün. Aşk!
Kırmızı kutu açıldığındaki o yüz ifadeniz! Şaşkınlık! Heyecan! Tutku!
Nasıl da gittiniz o ana! Olur canım böyle şeyler! :D
Hepimiz genciz ve güzeliz...
Hepimizin biraz hayal dünyası var. Bir gün gerçek olabilecek bir hayal kurduğumuz peki o kırmızı kutuda ne görmek hayalimiz?
Bilmem! Sizin hayaliniz, sizin kararınız!!
:)
(Bu arada yüzüklerin efendisi esprisini yapmayacağım! :D Biz kadınlar yüzük görünce büyüleniyoruz. Ve erkekler bunu kıskanıyor. Çünkü yüzüğü biz değil onlar alıyor. Genellikle! Günümüzde işler değişebiliyor bazen. Neyse kırmızı kutudan çıkacak yüzüğü düşlerken biraz gözlerinizde canlandırmayı ve gülümsemeyi unutmayın! )
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder